Para birimi fiyatlarının bir ülkenin faiz oranlarındaki değişikliklerden büyük ölçüde etkilendiğini öğrendik.

Artık faiz oranlarının, merkez bankasının para politikasını etkileyen ekonomi ve fiyat istikrarı konusundaki görüşünden dolayı değiştiğini biliyoruz.

Merkez bankalarının da, diğer birçok şirkette olduğuna benzer başkan ya da genel müdür gibi yöneticileri vardır.

Merkez bankalarını temsil eden bir ses olduklarından, mikrofon onlara uzatıldığında para politikalarıyla ilgili olan herkes onları dinler.

Öyleyse, Pisagor Teoremi’ni kullanarak (ki burada a² + b² = c²), merkez bankalarındaki bu adamların ne dediğine dikkat etmek mantıklı olmaz mıydı?

Kompleks tanjant kotanjant kök teoremini kullanarak, cevabı evet!

Evet, potansiyel parasal politika değişiklikleriyle ilgili yolun ne olduğunu bilmek önemlidir. Ve şansınıza, merkez bankalarının piyasa ile iletişimleri gittikçe daha iyi oluyor.

Ne dediklerini gerçekten anlamasılısınız da, bu farklı bir hikaye.

Merkez bankası başkanı, bir ülke ya da ekonomi için para politikası kararları alan tek kişi olmasa da söyleyecekleri göz ardı edilmemelidir, piyasaya müjdeleri kendisi verebilir.

Tamam, belki bu biraz dramatikti, ama asıl noktayı anladınız.

Merkez bankası yetkililerinin hepsi aynı ağırlığıkta değildir.

Merkez bankası açıklamaları piyasa tepkisini tetiklemenin bir yoludur. Bu yüzden bir açıklamaları takiben oluşabilecek hızlı hareketlere dikkat edin.

Konuşmalar, değişikliklerden (artış, azalış veya bekletmelerden) mevcut faiz oranlarına, ekonomik büyüme ölçümleri ve görünüm ile ilgili tartışmalara, mevcut ve gelecekteki değişimleri özetleyen para politikası duyurularına kadar her şeyi içerebilir.

Ancak canlı yayına yetişemezseniz umutsuzluğa kapılmayın. Konuşma veya duyuru kamuya açıklandıktan sonra fısıltı gazetesiyle birlikte ilgili haber hızlıca her yere yayılır.

Piyasa analistleri ve yatırımcılar haberleri alıp duyuruların genel tonunu ve dilini incelemeye çalışarak, faiz oranı değişiklikleri veya ekonomik büyüme bilgileri cımbızlamaya çalışır. Yatırımcılar, ekonomik rapor veya gösterge açıklamarına, eğer beklentilerine uyuşmazsa genel piyasaya nazaran çok daha sert reaksiyon gösterecektir.

Günümüzde merkez bankalarının artan şeffaflığı nedeniyle para politikasının zaman içinde nasıl gelişeceğini öngörmek daha da kolaylaşıyor. Yine de her zaman merkez bankalarının bakış açılarını beklenenden daha büyük veya daha küçük bir büyüklükte değiştirmeleri olasılığı vardır.

Böyle zamanlarda volatilitenin yüksek olması beklenir. Mevcut olan veya yeni alacağınız pozisyonunuza dikkat etmeniz gerekir.

Şahin ve Güvercin Merkez Bankaları

Merkez bankaları para politikarlarına bağlı olarak şahin ya da güvercin olarak adlandırılır.

Merkez bankaları, ekonomik büyüme ve istihdamın zararına bile olsa, enflasyonla mücadele için faiz oranlarını yükseltiyorsa  “şahin” olarak adlandırılır.

“Daraltma” ve “ateşi yükseltme” gibi tabirleri Bloomberg’te çok duyacaksınız.

Örneğin, “Merkez Bankası yüksek enflasyon tehdidinin varlığını ileri sürüyor .”

Merkez Bankası, yüksek enflasyonu azaltmak için faiz oranlarının artırılmasına karar verdiyse “şahin” olarak tanımlanabilir.

Diğer taraftan, Güvercin merkez bankaları genellikle faiz oranlarını düşürmek için ekonomik büyüme ve istihdamı desteklemektedir.

Ayrıca, belirli bir ekonomik olay ya da faaliyet hakkında, agresif olmayan bir tutum ya da bakış açısına sahip olma eğilimindedirler.

 

Bu sefer de “rahatlatma” ve “soğutma” gibi kelimeler duyacaksınız.

Ve kazanaaaaaan!!! Berabere….

Ona benzer birşey işte…

Ayımız boğamız bitti, şimdi de güvercin,şahin,serçe,kelaynak çıktı dediğinizi duyar gibiyim. Bence de saçmalık ama bilmek zorundasınız ne yazık ki.

Son olarak piyasa, gerçek rengi aşırı piyasa koşullarında gösterir.