Hızlı bir şekilde ilgili kavramları kısa kısa inceleyeceğiz.

Para ve sermaye piyasaları:

    Para piyasaları kısa vadeli fon ihtiyacı olan ekonomik birimlerle, fonlarını kısa vadeli yatırımlara yönlendirmek isteyen ekonomik birimlerin karşılaştıkları piyasalardır.

    Orta ve uzun vadeli fon arz ve talep edenlerin karşılaştığı piyasalara ise sermaye piyasaları adı verilmektedir.

Birincil ve ikincil piyasalar:

    Birincil piyasalar varlıkların ilk kez alınıp satıldığı piyasalardır. Birincil piyasalarda tasarruf sahipleri menkul kıymetleri doğruda varlığı ihraç eden kuruluşlardan ya da ihraca aracılık eden kurumlardan atın alırlar. Birincil piyasalarda yapılan işlemlerin sonucunda işletmeye fon girişi gerçekleşir.

    İkincil piyasalar ise daha önceden ihraç edilmiş ve işlem görmüş menkul kıymetlerin alınıp satıldığı piyasalardır. İkincil piyasalarda yapılan işlemler neticesinde işletmeye fon girişi gerçekleşmez.

    Üçüncül piyasalar , borsaya kote edilmiş finansal varlıkların borsa dışında aracılar yoluyla alınıp satıldığı piyasalardır.

    Dördüncül piyasalar ise finansal varlıkların aracısız olarak alınıp satıldığı piyasa olarak tanımlanabilir. Dördüncül piyasada maddi durumu yüksek olan az sayıda yatırımcı alım satım yapmaktadır.

Organize ve tezgâhüstü (organize olmayan) piyasalar:

    Organize piyasalar alıcı ile satıcıyı belirli bir fiziksel mekânda bir araya getiren ve işlemleri belirli kural ve düzenlemeler çerçevesinde gerçekleştiği piyasalar olarak tanımlanmaktadır. Organize piyasalara Borsa İstanbul örnek olarak verilebilir.

    Tezgâhüstü piyasalar ise düzenli bir borsa dışında yapılan işlemleri kapsayan ve işlem kurallarının taraflar arasında serbestçe belirlendiği piyasalar olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de, Kapalıçarşı efektif piyasası, serbest altın piyasası, Bankalararası TL piyasası ve döviz piyasaları tezgâhüstü piyasalara örnek olarak verilebilir.

Borç ve özsermaye piyasaları:

    Hisse senetleri gibi alıcısına ortaklık hakkı sağlayan menkul kıymetlerin işlem gördüğü piyasalara özsermaye piyasaları adı verilmektedir.

    Tahvil gibi borçlanma araçlarının işlem gördüğü piyasalara ise borç piyasaları adı verilmektedir.

Ulusal ve uluslararası piyasalar:

    Ulusal finansal piyasalar ülke içinde yalnızca o ülkede ihraç edilen menkul kıymetlerin işlem gördüğü piyasalardır.

    Uluslararası piyasalarda ise yabancı ülke ya da şirketlerin ihraç ettiği menkul kıymetlerin de işlem gördüğü piyasalar olarak tanımlanmaktadır.

Spot (nakit) ve vadeli (türev) piyasalar:

    Ödemelerin peşin, teslimatın ise en geç iki gün içerisinde yapıldığı piyasalara spot piyasalar denilmektedir.

    Vadeli piyasalar ise finansal varlıkların gelecekteki bir tarihte bugünden üzerinde anlaşma sağlanmış bir fiyattan alım-satımının yapıldığı piyasalardır.

Kambiyo (döviz) piyasaları: Bir ülkenin yerli parası dışındaki yabancı paraların alınıp satıldığı piyasalara döviz piyasası adı verilmektedir. Döviz piyasalarının bulunmaması durumunda uluslararası finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi olanaksızdır. Bu bağlamda döviz piyasaları dünyadaki en büyük finansal piyasalar olarak kabul edilmektedir.

Altın piyasaları: Altın piyasaları bireylerin internet üzerinden veya fiziki bir ortamda altın alıp sattıkları piyasalardır. Altın piyasalarında fiyatlar arz ve talebe göre belirlenmektedir.


Menkul Kıymet Borsalarının Oyuncuları

Emeklilik fonları: çalışanlardan, işverenlerden veya bunların ailelerinden topladıkları fonları bir havuzda toplayan ve gelecekte emeklilik ödemesi sağlamak üzere yatırıma yönlendiren kurumsal yatırımcılardır.

Sigorta şirketleri: sigorta yaptıran birey ve kurumlardan topladıkları fonlarla bir portföy oluşturur ve bu portföyü yönetirler. Özellikle hayat sigortası şirketleri emeklilik fonlarına benzer şekilde uzun dönemli yatırımcılardır ve portföylerine birçok farklı yatırım aracını dahil etmektedirler.

Yatırım fonları: tasarruf sahiplerinden topladıkları fonlar karşılığı, hisse senedi, tahvil gibi sermaye piyasası araçlarından ve kıymetli madenlerden oluşan portföyleri inançlı mülkiyet esasına göre yöneten kurumsal yatırımcılardır.

Ve yatırımcılar.

Şimdi yatırımı ve yatırımcıları kendi özelinde daha detaylı inceleyelim. Sonuçta bizi ilgilendiren kısım o.

Herhangi bir ürüne yatırım yaparken bazı aşamalardan geçmektesiniz. Aslında bu her yatırım için farkında olmadan yaptığınız şeyler. Daha önce yatırım yapmadıysanız şanslısınız, artık her şeyin en baştan farkında olarak yatırım yapacaksınız.

Bu aşamalar altı grupta toplanıyor:

    Yatırımın Amaçlarının Belirlenmesi

    Portföy stratejisinin belirlenmesi

    Temel Değerleme

    Piyasa Durum Analizi

    Portföy Dizaynı

    Yatırım performansının ölçülmesi ve geliştirilmesi

Yatırımcılar da yatırım yapma amacına göre 4 gruba ayrılıyor:

Uzun dönemli yatırımcılar: stratejik yatırım kararları alan ve yatırım ufku uzun dönemli olan yatırımcılardır. Bu tür yatırımcılar spesifik yatırım stratejilerine odaklanır ve bu stratejileri uygulayarak ortalama piyasa getirisi elde etmeyi amaçlarlar. Bu süreçte piyasa riski diğer bir ifadeyle sistematik riski üstlenirler. Uzun dönemli yatırımcılara emeklilik fonları, sigorta şirketleri, anapara korumalı fonlar ve yatırım fonları örnek olarak verilebilir.

    Spekülatörler: Spekülasyon işleminde amaç piyasada gerçekleşeceği düşünülen fiyat değişikliklerinden faydalanarak getiri elde etmektir. Spekülatörler, varlığın gelecekte fiyatının yükselmesini bekliyor ise alım, düşmesini bekliyor ise açığa satış işlemini gerçekleştirerek yalnızca sistematik riski üstlenip piyasanın üzerinde bir getiri elde etmeyi amaçlarlar.

    Hedgerler: spekülatörlerden daha fazla riskten kaçınırlar ve yatırım ufukları uzun dönemli yatırımcılardan daha kısadır. Yapılan alım veya satım işlemleri hem riski, hem de getiriyi düşürerek mevcut yatırımları korumaktadır.

    Arbitrajcılar: spekülatörlerle aynı risk düzeyinde daha yüksek getiriyi veya daha düşük risk düzeyi ile aynı getiri düzeyini bekler. Arbitrajcılar aynı varlığın, farklı yerlerdeki fiyat farklılıklarından getiri elde etmeyi hedeflerler.